Hızlı okumak, zihin ve göz arasındaki koordinasyonun hızlandırılmasını sağlamak demektir. Hızlı okumak, zihinde birim zamanda geçen, hatırlama oranının maksimize edilmesi demektir. Hızlı okuma, 1 dakika içinde okuduğumuz kelime sayısın standartların üzerine çıkarmak demektir.
Kelimeleri hızlı okumak da tek başına yeterli değildir. Hem hızlı okumamız hem de okuduklarımızı iyi anlamamız gerekir. Aksi takdirde hızlı okumanın hiçbir önemi yoktur. Hızlı okumanın tek başına bir şey ifade etmemesinin sebebi şudur:
Okuma yapmanın temel amacı öğrenmektir. Bir roman bile okusak, okuduklarımızın bize bir şeyler katmasını umarız. Okuduğumuz cümlelerin kuruluşları, hoş betimlemeler bile aslında öğrenmek, hissetmek istediğimiz şeylerdir.
Tek başına hızlı okuma, anlama olmayınca mermisiz silaha benzer. Yani hedeflediğimiz şeye ulaşamayız. O yüzden birincil önceliğimiz anlayarak okuma olmalıdır. Hızlı okuma ve anlama için yapılacak birçok şey vardır bunları makalenin ilerleyen kısımlarında anlatacağız.
Ancak eğer anlayamıyorsak ya da geç anlıyorsak bu tamamen bizimle ilgili bir sorundur. Yani bunu sadece okuduğumuz metne, okuma yaptığımız ortama, kafamızın dağınık olmasına bağlarsak hata etmiş oluruz.
Hızlı okuyup anlama için önce suçu kendimizde aramalıyız. Yeterince kendimi geliştirdim mi? Kelime hazinemi genişlettim mi? Hızlı okuma ve anlama teknikleri indirdim mi? Bir hızlı okuma ve anlama kursuna kaydoldum mu? Bol kitap okudum mu?
Kendime hiç hızlı okuma ve anlama testi uyguladım mı? Sorularını kendimize sorduğumuzda –Hayır! Cevabını veriyorsak o zaman hatalıyız. Ancak hatamızın farkındayız ve bu durumu telafi edeceğiz.
Okumakla anlamak tamamen farklı kavramlardır. Bu ikisinin ayırtına varmamız gerekir. Herkes hızlı okuyabilir ama herkes hızlı anlayamaz. Bu okuyan kişinin zeki olduğunu göstermez. Okuyamayan kişinin de aptal olduğunu göstermez. Durum tamamen kişisel gelişimle yani kendini geliştirmekle ilgilidir! Şimdi bu konuda size yardımcı olmaya çalışacağız.
Sizlere çabuk anlama tekniklerini öğreteceğiz.
Burada kastedilen, yabancı dilde yazılan eserleri okumadan önce Türkçeye çevirin, Demek değildir. Burada kastettiğimiz, Türkçe bir metni, okurken, yazarken, anlatırken kendi kelimelerinizle okumanız, yazmanız ve anlatmanızdır.
Şöyle düşünün; tarih dersinden sınavınız var ve sınava çalışıyorsunuz! Okuduğunuz metinde şöyle bir cümle geçiyor
Örnek: “İstanbul’un fethinin bir nedeni de Doğru Roma’nın Osmanlı Devleti topraklarının ortasında kalmasıdır.”
Bu cümleyi okuyan kişi, bu cümleyi, öz diline çevirirse kesinlikle aklında kalacak ve konuyu çok daha iyi anlayacaktır Bu cümleyi kişi şöyle çevirdiğinde;
“İstanbul alınmalıydı Çünkü Bizans, Osmanlı’nın tam kalbinde bulunuyordu!”
Kesinlikle aynı şeyi kastetmiş ve çok daha iyi kavramış olacaktır. Her zaman okuduklarınızı kendi öz dilinize çevirmeye çalışın. Eş anlamlılar kullanın. Kafanızda farklı bağlantılar kurun, garip hikâyeler uydurun.
Kısacası size ait bir şeyler katın. Eğer metinlere sizden bir şeyler katarsanız anlarsınız. Çünkü bu bir bakıma kodlama oluyor, Beyin kodlama düzenine yatkındır. Ona bir şeyleri kodlayarak verirseniz çok daha kolay hatırlar.
Tıpkı rakamları kodlamak gibi 05329876543 gibi bir numarayı 0 532 987 65 43 olarak böldüğümüzde daha iyi görür ve anlarız ancak hala unutabiliriz. Bir sonraki aşamada Numarayı Turkcell+doğum tarihim+Van+Kütahya şeklinde kodlarsak (Bu kodlama şekli sizin hafızanıza ve hazır bulunuşluk düzeyinize göre değişir. Siz başka şekilde kodlayabilirsiniz. ) birkaç gün sonra bile bu numarayı hatırlarız.
Çünkü burada beynimize daha önce öğrettiğimiz şeyleri sıralamasını istiyoruz. Ancak rakamları ezberlerken yeni bir şey öğrenmesini istiyoruz. Var olanı, öğrenilmiş olanı çağırmak, beyin için her zaman daha kolaydır. Ancak yeni bir şeyler öğrenmek çok daha zordur.
Hızlı okuma anlama tekniklerinden biri de örneklendirmedir. Metni okurken bir yandan da zihinsel derinliğinizi görmeye çalışın. Kendi zihninize hâkim olun ve okuduklarınızı olabildiğince hızlı örneklendirmeye çalışın. Zaten bu isteğiniz olduğunda beyniniz hemen buna uygun ne var! Sorusunu kendisine soracak ve benzer örnekler bulup, size bildirecektir.
“Kemer takmayan birinin, süratli gittiği takdirde kaza anında yaşama şansının az olduğunu” okuyorsanız, “kemer takmayan birinin bir yere çarptığını ve camdan fırladığını” hayal edebilirsiniz. Bunun gibi **milyonlarca örneklendirme yapılabilir.
Derste okumak için parmak kaldırdığınızda güzel okumak için dikkatinizi sadece doğru ve düzgün okumaya verirsiniz. Ancak yanınızdaki arkadaşınız az sonra sorulacak sorulara daha doğru yanıtlar verir. Bunun nedenleri vardır.
İlk olarak siz okurken dikkatinizi yalnızca metnin güzel okunmasına odakladınız. Bu yüzden beyninizin farklı bir bölgesi çalıştı. Beyin, tüm enerjisini güzel okumaya ayırdığı için anlayarak okumanız mümkün olmadı
Peki, arkadaşınız neden sizden iyi cevaplar verdi. Çünkü kendisi okumuyordu ama sesi en yakınından duyuyordu. Yani fiziki şartları çok iyiydi, dili çalışmıyordu sadece gözleri ile takip ediyordu yani beyne gereksiz bir yük yüklememişti. Sadece okuduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu yüzden çok daha iyi anladı ve sorulara doğru cevaplar verdi.
Etkin okumak sadece sessiz okumak değildir. Etkin okumak, metnin içine girmektir. Anlamaya çalışmaktır. Hedefiniz okumak değil anlamak olmalıdır.
Sadece gözlerinizi kullanmanız beyninizi rahatlatacaktır. Çünkü ağzınızı oynatırsanız ya da sesli okursanız, beyin işlem gücünün önemli bir kısmını bu iş için ayıracaktır. Ancak biz okuduğumuzu tam anlamak istiyoruz O yüzden anlama kısmına, beynimizin tamamını bırakmalıyız.
Eğer okuduğumuzdan hiçbir şey anlamıyorsak, hızımızı düşürebiliriz. Herkesin zihin hızı farklıdır. Okuma hızının yani göz hızının zihnin hızına yetişmesi için okuma ve anlama teknikleri kullanabilir, kendimizi geliştirebiliriz. Ancak henüz yavaş anlıyorsak okuma hızımızı daha iyi anlayacak seviyeye kadar düşürmeliyiz.
Okuduğunu anlamanın en kestirme yolu bol bol okumaktır. Okuduğunuz sürece, daha çok kelime öğrenirsiniz. Zihniniz hızlanır, böylece daha çok şeyi, daha kısa sürede anlarsınız.
Bir konu hakkında ne kadar çok kelime biliyorsanız, o konuyu anlama hızınız da o denli artar. Kelime hazinesini geliştirmek için kitap okuyabilir, gazete okuyabilir, anlamını bilmediğiniz kelimeleri not edebilirsiniz.
Okurken müzik olması lazım, ya da ben ayağımı sallamazsam anlamam gibi saçma şeylerden uzak durmanız şarttır. Çünkü bun tür gereksiz işler beyin hızınızı yani anlama hızınızı düşürür.
Okuduklarınızı üstün körü geçmemelisiniz. Tam okuma tam anlamayı da beraberinde getirir. “Bazı yerleri es geçeyim”, “şu kısmı okumasam da olur”, gibi düşünceler, sizi hem tembelliğe iter hem de metnin tamamını anlamanızı zorlaştırır.
Uzun süre okumaktan bunalıyorsanız, yapmanız gereken uzun okumaktır. Çünkü zorlukların üstesinden gelmek için onlarla mücadele etmek gerekir. Bir halter sporcusu en ağır kiloyu kaldırmak için yüzlerce kez ağır kilolar kaldırır. O yüzden uzun metinleri sıkılmadan okumak için sıkılsanız da uzun metinleri okumaya devam etmelisiniz.
Hızlı okumak ve anlamak için kursa gitmeniz şarttır. Ancak öncesinde Android telefonunuz varsa hızlı okuma ve anlama teknikleri apk indirebilirsiniz. İnternette arattığınızda bol bol hızlı okuma ve anlama teknikleri pdf bulabilirsiniz. Eğer disiplinli çalışırsanız okuma ve anlama tekniklerini uygularsanız anlayarak okuma hızınızı üst seviyelere çıkarabilirsiniz.
Eğlenceli egzersizlerle hızlı okumayı severek öğreneceksiniz. Popüler klasik eserleri zevkle okuyacak, kelimeleri gruplandırma tekniğiyle göz atarak hızlıca geçeceksiniz. Tüm kitapların içerikleri parçalara ayrılmıştır. Böylelikle bu parçaları algılayacak ve beyne bildirim göndereceksiniz.